Tekirdağ’da afetlere karşı toplumsal dayanışmayı ve eşitlikçi yaklaşımları güçlendirmeyi amaçlayan önemli bir toplantı gerçekleştirildi. Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) ile 29 Ekim Kadınları Derneği Tekirdağ Şubesi işbirliğiyle, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin paydaşlığında düzenlenen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Odaklı Afet Risk Yönetimi” toplantısı, geniş bir katılımla gerçekleştirildi.
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi VIP Salon’da gerçekleştirilen toplantıda; afetlere yerel düzeyde müdahale yöntemleri, afetlere dirençli bir yaşamın nasıl inşa edilebileceği, afet süreçlerinin kadınlar ve dezavantajlı gruplar üzerindeki etkileri ile bu süreçte toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten yerel dayanışma ağlarının önemi ele alındı.
29 Ekim Kadınları Derneği Tekirdağ Şubesi Başkanı Seval Eşer, afet riski konusunda yerel mekanizmalarının önemine değinerek, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’ne paydaşlığı ve ev sahipliği için teşekkür etti.
AFET YÖNETİM SİSTEMİNDE EŞİTLİK VURGUSU
Toplantıda konuşan KADAV Gönüllüsü Özgül Kaptan, afetler risk yönetiminde yerelden başlayarak eşitlikçi ve kapsayıcı bir tutumun yayılması gerektiğinin altını çizdi. Konuşmasını sunum üzerinden sürdüren Kaptan, KADAV’ın afet alanlarında yürüttüğü çalışmaları paylaşılırken, afetlerin yol açtığı yıkımın ve etkilerin azaltılması noktasında önceden hazırlık, planlama ve örgütlü hareket etmenin hayati rolünü vurguladı. Afet risklerine karşı hayatı merkeze alan, eşitlikçi ve kapsayıcı bir afet yönetim sistemine geçilmesi gerektiğine de dikkat çekti.
AFETLERE KARŞI DİRENÇLİ KENT YAKLAŞIMI
Tekirdağ’ın özgün ihtiyaçlarının ele alındığı buluşmada, kentte afetlere yönelik bir dayanışma grubunun oluşturulmasına ilişkin olanaklar masaya yatırıldı. Afet risk yaklaşımı, toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları ve yerel dayanışmanın, afetlere karşı dirençli kentler oluşturmadaki belirleyici rolü üzerine önemli değerlendirmelerde bulunuldu. Ayrıca Tekirdağ’ın aktif fay hatları üzerinde yer alması ve olası deprem ile tsunami riski taşıması nedeniyle afetler meydana gelmeden önce yerel ölçekte güçlü dayanışma ağlarının kurulmasının gerektiği kaydedildi.
Programa siyasi parti temsilcileri, sendikalar, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve kent konseyi temsilcileri de katılarak görüş ve önerilerini paylaştı.
![]()